Şahin, darbelerin demokrasiye tuzak kurarak, toplumu tahrik ederek, ayrıştırarak, çoğu zaman pusu kurarak tasarlanan ve taammüden işlenen suikastlar olduğunu söyleyerek, ''Siyasi hayatımızda 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat 1997, 15 Temmuz 2016 tarihlerinde demokrasiye hukuk dışı müdahaleler yapılmış; hükümetler cebir, şiddet ya da baskıyla görevden uzaklaştırılmış; millet iradesinin tecelligahı olan parlamento lağvedilmiş, ve vatandaşlarımız mağdur edilmiştir. Hafızalardan silinmeyen tarifsiz acılar yaşanmıştır.” ifadelerini kullandı.
“Devlet-millet birlikteliğinin pekişmesi için olmazsa olmaz şartların başında demokrasi gelmektedir.” diyen Şahin, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin yol haritası bundan böyle hiçbir zaman, hiçbir şekilde, hiçbir kuvvet eliyle devlet içinde örgütlenen cuntalar, cuntacılar, illegal suç örgütleri tarafından belirlenmemelidir. Türkiye’de yönetimler her koşul ve şartta millet iradesiyle göreve gelmeli ve yine millet iradesiyle uzaklaştırılmalıdır. Başka bir yol denemek çılgınlıktır. Hiçbir şekilde kabul edilemez. Türk milletinin istikameti kurucu değerlerinde ve anayasasında son derece nettir.” şeklinde konuştu.
Şahin, “Yıl dönümünü yaşadığımız 27 Mayıs’ın mağdurlarını anmak için kelimelerden fazlasına ihtiyacımız var. 27 Mayıs’ı unutmamak halkın iradesini yok sayanların yeni vesayet kurmaya çalışanların karşısında milletçe hep beraber olmak zorundayız. 27 Mayıs’ın yıl dönümünde Adnan Menderes ve dava arkadaşları Hasan Polatkan ile Fatih Rüştü Zorlu’yu saygı ve rahmetle anıyorum.” ifadelerini kullandı.
Hibya Haber Ajansı
