Yeneroğlu: Sistemin bizzat ürettiği sorunlara pansuman tedbirler bulunuyor
9. Yargı Paketinin diğer sekiz yargı paketi gibi acil ihtiyaç duyulan düzenlemelerden yoksun olduğuna değinen Yeneroğlu, yargı paketinin içeriği ile ilgili değerlendirmelerde bulunduktan sonra pakette olması gerekenler üzerinde durdu.
Yeneroğlu’nun açıklaması şöyle:
9. Yargı Paketi ile İcra ve İflas Kanunu, Medeni Kanun, Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu dahil olmak üzere 20 farklı kanunda değişiklik öngörüldüğüne değinen Yeneroğlu, “Elbette gönül isterdi ki, kuvvetler ayrılığının ve denge-denetim mekanizmalarının kurumsallaşmış olduğu, yargı bağımsızlığının egemen olduğu bir anayasal devlette olalım ve ileri demokrasilerde olduğu gibi uzlaşma kültürüne sahip bir mecliste iyi hazırlanmış önerilerin optimizasyonuna katkıda bulunabilelim. Maalesef böyle bir ülkede yaşamıyoruz. Çok derin sorunlarımız var. Bunları çözmeyi bırakın, konuşma kapasitemiz bile çok zayıf. O sebeple sistemin bizzat kendisinin doğal olarak ürettiği sorunlara pansuman tedbirlerle durumu idare ediyoruz.”
Yargı Paketlerinde iktidarın diğer bir klasiğinin Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen, kararların arkasından dolaşılarak iptal edilen maddelerle birebir aynı ya da benzer düzenlemeler yapıp getirmesi olduğuna değinen Yeneroğlu, “İktidar, kurdurduğu ikinci barolar lehine ayrımcılık yapmak maksadıyla daha önce adli yardım ödeneğinin yüzde 40’ının baro üyelerinin sayısına bakmaksızın çoklu barolarının bulunduğu illerde eşit paylaşılmasını öngören kanun çıkarttırmıştı. Anayasa Mahkemesi bu adaletsiz ayrıcalığı ölçüsüzlük sebebiyle reddetmiştir.”
İktidarın, sorunların asıl kaynağına inmek istemediğini, belirten Yeneroğlu, "Bunun yerine sistemik sorunlara pansuman tedbirlerle günü geçiştirmeye çalışıyor. Ülkemizin içinde bulunduğu ve giderek daha da derinleşen demokrasi, hukuk devleti ve günübirlik yaşadığımız yargı krizlerine tamamıyla kayıtsız bir tutum içindeler. İktidar ittifakının bir türlü idrak edemediği, adalete ve hukuk devletine verilen zarar toplumsal huzur ve barışımıza da adeta dinamit döşüyor, tamiri zor yaralar açıyor. Ülkemiz bugün neyin doğru, neyin yanlış, neyin iyi, neyin kötü, kimin vatansever, kimin hain olduğuna iktidarın ve ortaklarının karar verdiği bir anlayışla yönetiliyor." dedi.
Kayseri'de başlayan ve birçok şehre de yayılan yabancı düşmanlığı ve ırkçı saikle işlenen kitlesel şiddete de değinen Yeneroğlu, “Suriyelilerin evleri ve işyerleri kundaklandı. Sokakta insanlar kan revan içinde bırakıldı. Antalya’nın Serik ilçesinde 17 yaşında bir genç Suriyeli diye katledildi. Ve maalesef kimse oralı olmadı; ne kaymakam, ne vali bir açıklama yaptı. Şiddet olaylarına karışan birçok kişi adeta suç makinası olarak dikkat çekti, içinde yağma, hırsızlık, gasp, cinayet gibi birçok suç işleyen kişilerin olduğu tespit edildi ancak açıklanan bilgiye göre, ülke genelinde gözaltına alınan 1065 kişiden sadece 28'i tutuklandı. Suriyeliler işlerine gitmeye, çocuklarını evden çıkarmaya çekiniyorlar" dedi.
İktidarın mahkeme kararlarını tanımadığı diğer bir hukuksuzluk örneğinin de TÜİK’in enflasyon verileri olduğuna değinen Yeneroğlu, “TÜİK, kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen enflasyonu ölçtüğü madde fiyat listesini kamuoyu ile paylaşmıyor. Enflasyon rakamları, hangi fiyat değişimine bakılarak hesaplanıyor, bilmiyoruz. Sizlerin sofrasından ekmeğini, çocuklarınızın harçlığını çalıyorlar. Milyonca çalışanı düşük maaşa mahkum ediyorlar.” dedi.
Hibya Haber Ajansı