İmamoğlu: “İstanbul’daki insanlara karşı hızır gibi yetişmeye gayret eden bir kulum”
“Her bakışın, her gözün, her o içindeki nurun bakışı benim için çok kıymetli” diyen İmamoğlu, “Bu değerli ibadethane, cemevimiz buraya çok yakıştı. Fatma Ana ismi çok yakıştı. Burayı yöneten hanımefendilerin güzel iradeleri ve buraya koydukları o güzel vicdan, olağanüstü bir maneviyat kattı Beylikdüzü'ne” ifadelerini kullandı.
“Burada yapılan her iş, özenli yapılmaya gayret ediliyor, bu da beni çok mutlu ediyor” diyen İmamoğlu, “Buradaki insanların mutluluğu, huzuru sanki İstanbul'a iyi geliyor. Sanki buradan oluşan o iyi ve güzel duygular, bütün Türkiye'ye iyi gelecek gibi bir his var içimde. Dolayısıyla buradaki her insanın bakışı, duygu dili, tavrı beni çok etkiliyor. Bazen bir çocuk, bazen bir genç, İstanbul'un bir yerinde denk geldiğimizde, ‘Ben Beylikdüzü'nden geliyorum’ deyip sarılarak, kendi yaşamını ve duygularını anlatıyor. Bu beni çok bahtiyar ediyor. Bu şehrin bütün çocukları benim evladım gibi. Öyle davranıyorum onlara. Onlar da bana bunun karşılığını veriyor. Muazzam bir şey bu. Ne mutlu bana. İnşallah buradaki güzel komşularıma, kıymetli büyüklerime, sevgili dostlarıma, arkadaşlarıma, kardeşlerimize, evlatlarımıza layık oluruz” şeklinde konuştu.
“Büyük bir yolculuk yürüyoruz ve bu yolculuğun tam da ortasında, bugün burada Hızır lokmasında sevgili canlarımızın oruçlarını açmalarına, lokmalarına eşlik ediyorum” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bu beni elbette çok mutlu etti. Tutulan oruçlar, Hak katında kabul olsun. Darda olanın, Hızır yoldaşı olsun, yardımcısı olsun. Bu güzel duayı yaparken, aslında bu dua benim en büyük şiarım. İstanbul'da bir darda olan insan var ise, sıkıntıda olan bir insan var ise, canı sıkılmış bir anne, bir baba, bir evlat var ise, inanın ben de bütün İstanbul'daki insanlara karşı Hızır gibi yetişmeye gayret eden bir kulum ve bir Belediye Başkanınızım, dostunuzum. İnşallah mahcup olmayız. İnşallah darda olana koşarız ve el veririz; onları tutarız, ayağa kaldırırız. Duamız odur ki; memleketimizin bütün insanları, bütün güzel insanları huzurlu olsunlar, mutlu olsunlar. Şehrimizde, ülkemizde herkes birbirine iyi gözle baksın. Kalpten baksın, sevsin, saysın. Hiç kimsenin birbirinden farkı olmadığını bilsin. Bu kadim toprakların en zor anlarında barışın, huzurun birlikte düşünmenin çok faydalarını görmüşüzdür. Allah, bizim birliğimizi ve beraberliğimizi hiçbir zaman bozulmasına fırsat tanımasın, ona yardımcı olsun."
“Birliğin, beraberliğin, kutuplaşmamanın, ayrışmamanın bizim en değerli felsefemiz olduğunu düşünüyorum” diyen İmamoğlu, “Buradaki bütün dostlardan akıllarına, ‘Ekrem İmamoğlu’ ya da ‘Ekrem kardeşi’, ‘Ekrem arkadaşı’, ‘Ekrem ağabeyi’ geldiğinde, bana bir tek, ‘Hızır yoldaşın olsun’ dese yeter. Ve birçok yerde insanlar kulağıma eğilip, bana her gün en az 10-15-20 kez, ki çoğu hanımefendi ablalarımız, ağabeylerimiz, ‘Hızır yoldaşın olsun’ dediğinde içim ısınıyor. Ne mutlu sizlerle beraber dostça, can cana bir ömür yaşıyoruz. Allah, hepinizden razı olsun. Hepinizi çok seviyorum. Hepinize Allah sağlık, sıhhat versin. Burada sizleri görmekten onur duydum. Bu kıymetli cemevinin oluşmasına katkı sunmaktan büyük gurur duyuyorum. Burada ibadet eden bütün canlarımıza çok çok güzel ömürler diliyorum” şeklinde konuştu.
Konuşmalardan sonra, Dede Rıza Kılıç’ın okuduğu duanın ardından Hızır lokmaları dağıtıldı ve oruçlar açıldı.
Hibya Haber Ajansı