EMO: Akkuyu ve Sinop’ta yürütülen çalışmalar sonlandırılmalıdır
EMO 49. Dönem Yönetim Kurulu'nun, Akkuyu Nükleer A.Ş.’nin üst düzey yöneticilerinden Sakharov’un yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanmasına ilişkin açıklamasında, bu gelişmenin, projenin yürütüldüğü Türkiye için yaşamsal bir güvenlik riski oluşturup, oluşturmayacağının mutlaka sorgulanması gerektiğine dikkati çekildi.
Nükleer güç santralları; çok yüksek riskli, pahalı, yakıtta ve işletmede dışa bağımlı, atık sorunlu, bilimsel olarak karbon sıfır olmayan ve bir o kadar da çevre düşmanı projelerdir. Nükleer söz konusu olduğunda güvenlik riski, gerçekleşme ihtimalinin düşüklüğüyle değil bilimsel olarak ihtimalin gerçekleşmesi durumunda yarattığı etkiyle ölçülmelidir.
Türkiye'nin, yüksek kaynak potansiyeliyle büyük oranda yenilenebilir enerjiye geçiş yapma olanağına sahip "ender şanslı coğrafyalardan birinde" yer aldığının altı çizilen açıklamada, "Başta güneş ve rüzgar olmak üzere yenilenebilir kaynaklar, tüm dünyada nükleere alternatif haline gelmektedir. Geçmişte enerjide dışa bağımlılığa yönelik açmazlar yaşayan “gelişmiş” ülkelerin yöneldiği nükleer santrallara yakın gelecekte kimsenin ihtiyacı kalmayacaktır" denildi.
Yerli nükleer teknolojisi ve yakıtı olmayan Türkiye'nin, özellikle Rusya'ya bağımlılığını artıracak girişimlere yönelmesinin de eleştirildiği açıklamada, şu çağrı yapıldı:
"Kapitalist rekabetin ürünü olarak geçmişte enerji açlığına çözüm olarak sunulan nükleer santrallar, şüphesiz insanoğlunun tasarladığı en riskli işletmelerdir. Bugün ülkede bir enerji açığı yokken ve bölgesel çatışmaların artması nedeniyle bir enerji darboğazı riski öngörülüyorsa dahi bunun çözümü yüzde yüz yabancı bir teknoloji ve kaynak olan nükleer değildir. Dahası ülkemizin enerji alanında yerli ve yenilenebilir alternatifleri varken, etkisi nesiller boyu sürecek bir nükleer kaza riski alınmamalı ve Akkuyu ve Sinop’ta yürütülen çalışmalar sonlandırılmalıdır."
Hibya Haber Ajansı