Dervişoğlu: Atatürk sevgimizle, Cumhuriyet’e olan bağlılığımız ile yine meydanlardayız
Konuşma yaptığı meydanda vatandaşlara seslen büyüklerini hatırladığını söyleyen Dervişoğlu, “Bu meydandan kimler geldi, kimler geçti. Samimiyetiyle nam salmış Süleyman Demirel burada konuştu. Nezaketiyle nam salmış Bülent Ecevit bu meydanda konuştu. İmanı ve mücadele cehdi ile nam salmış Necmettin Erbakan bu meydanda konuştu. Alparslan Türkeş bu meydanda konuştu. Ordu’nun duayen siyasetçileri bu meydanda konuştu. Bu meydanda konuşurken gururluyum, onurluyum. Bunu bana bahşettiğiniz için her birinizi ayrı ayrı kucaklıyorum.” ifadelerini kullandı.
Bu topraklarda büyüdüğünü kaydeden Dervişoğlu, “Rahmetli babam, biz 3 kardeşe; Adalet, Müsavat ve Hürriyet diye isim koydu. Evlenme cüzdanına yazdı ve dedi ki; ‘Ömrünüz boyunca isminizin anlamlarının peşinde koşun’ Ben o günden bu yana adaletin, hürriyetin, eşitliğin ve kardeşliğin peşinde koşuyorum. Bu duyguyu yaşatmak için de mücadele ediyorum. Türkiye’nin neresinde, hangi sorumluluğu üstlendiysem sizleri doğru temsil etmeye gayret sarf ediyorum. Hiçbir siyasi kariyer planı yapmadan bugünlere geldim. ‘Yarın ne olacağım’ diye hiç düşünmedim. Her şeyi Cenab-ı Allah’ın takdirine bıraktım. Şimdi huzurunuzda TBMM’de grubu bulunan büyük bir siyasi partinin genel başkanı olarak bulunuyorum. Çocukluğumdan bu yana ne yaşadıysam hepsini sizden öğrendim. Hangi makamda olursam olayım benim için en büyük şeref; Fatsa’yı ve Fatsalıları temsil etmektir” diye konuştu.
“Güllük gülistanlık kavgadan, o kavgaların yaşandığı ortamlara nasıl geldiniz?” sorularıyla karşılaştıklarını anlatan Dervişoğlu, “Kendi kendimize gelmedik. Biz 60’lı yıllarda doğan çocuklarız. 60’da ihtilal oldu, çocukluğumuza şekil verdi. 71’te muhtıra oldu, delikanlılığımıza şekil verdi. 80’de ihtilal oldu, gençliğimize ve geleceğimize şekil verdi. Dünyanın başka bir ülkesinde, hayatının ilk 20 yılında 2 ihtilal ve 3 ihtilal nitelikli muhtıra ile karşı karşıya kalan başka bir millet olmaz. Eğer bizim yaşadıklarımızı Belçikalı, Hollandalı, Lüksemburglu yaşasaydı, 250 metreye bir tımarhane kurarlardı. Ama biz Allah izniyle vatan ve millet sevgimizle, Atatürk sevgimizle, Cumhuriyet’e olan bağlılığımız ile yine meydanlardayız” ifadesini kullandı.
Yeni anayasa ve eğitimde müfredat tartışmalarına değinen Dervişoğlu, “Siyaset yapmayacağım diyorum ama hiç siyaset yapmazsan basın mensubu arkadaşların konuşmamı yadırgayabilirler. O yüzden söylüyorum; emeklisi, dulu ve yetimi, atanamayan öğretmeni, tenceresini kaynatamayan sabit gelirlisi, kendisine vize kuyruklarında istikbal arayan geçlerimizle bir ve beraber olmaya; onların hak ve hukukunu savunmaya devam edeceğim. Bugün gündemde bulunan Anayasa tartışmalarının ve bugün gündeme taşınan Milli Eğitim’deki müfredat tartışmalarının elbette bir tarafı olacağız ama Türkiye’nin yaşadığı büyük problemlerin üstünü örtmesini vesile olacak tartışma zemeninin figüranı olmayacağız. Milli Eğitim müfredatından Mustafa Kemal Atatürk’ün izini sildirmeyeceğiz. Ekmek bulup, bulamayanların; tencere kaynatıp, kaynatamayanların; çocuklarını istikbal temin edip, edemeyenlerin; dertlerine derman olma arayışını sürdürmeye devam edeceğiz.” dedi.
Hibya Haber Ajansı