Citroen’in Paris’te görücüye çıkardığı modeli Traction Avant, bu yıl 90 yaşını kutluyor
Traction Avant modeli, o yıllarda Citroen markasını yeniden lanse etmek ve kalıcı bir izlenim bırakmak için tasarlanmıştı. Citroen, 1919 yılında seri üretilen otomobillerini Avrupa'ya ilk kez ithal ederken 1921'de yarı-paletli araçlarıyla dikkat çekti.
1924 yılına gelindiğinde ise tamamen çelik gövdeyi ve 1932'de yüzer motoru icat eden Citroen, 1934’te Traction Avant modeli ile yenilikçi ruhunu vurgulamayı amaçlıyordu. Bu model, vergi sınıfı gereği ‘7’ ismiyle ticarileşti ve kısa sürede hem markayı hem de modeli öne çıkaran bir yenilik olarak Traction Avant adını aldı.
Traction Avant modeli, önden çekişli aktarma sistemi, monokok şasisi, hidrolik frenleri ve dört tekerlekte bağımsız süspansiyon sistemi gibi döneminin en modern teknik çözümlerini tek bir modelde bir araya getirmesi açısından benzersizdi. Model, o zamanlar en iyi yol tutuşa sahip, en güvenli ve en konforlu otomobil olarak kabul ediliyordu.
Bununla birlikte teknolojik gelişmelerden yoğun bir şekilde yararlanıyordu. Bunun yansıması olarak Traction Avant, ömrü boyunca 100 patentli otomobil olarak da anıldı. Traction Avant, Streamline'dan ilham alan özgün aerodinamik tasarımıyla kısa sürede simgesel bir Citroen modeli haline gelirken, aynı zamanda o yıllar için direnişçileri ve polisiye senaryoları konu alan birçok filmde oyuncu olarak sinema perdelerini de süsledi. Dünya çapında ün kazanan Traction Avant, üretimi sona erdiği 1957 yılına kadar 760 adet sattı.
Halen markanın bir simgesi olan efsanevi model, Citroen’in mümkün olduğu kadar çok insanın mobilite ihtiyacına yönelik tasarım ve konfor vaadini somutlaştırıyor. Bu değerler, elektrikli mobiliteyi erişilebilir kılmak için yenilikçi bir yaklaşım sergileyen yeni e-C3'te ve her yolculuğu mutlak bir huzur anına dönüştürmek üzere tüm bileşenleri bir araya getiren C5 X Grand Tourer'da bugün hala var olmaya devam ediyor.
1933 yılının başlarında, Ekim 1932'de pazara sunulan Citroën 8, 10 ve 15 modellerinin yerini yeni bir modelin almasına karar verildi. Bu dönemde Andre Citroen, tamamen devrim niteliğinde bir otomobil ile önemli bir etki yaratmayı ve tüm rakiplerini geride bırakmayı hedefledi. 1930'ların başındaki küresel ekonomik krizin o zamanlar Avrupa'da hissedilen etkilerinden korunmak için en az iki yıllık bir pazar liderliği amaçlıyordu. Bu nedenle bu yeni otomobil dikkat çekici olacak ve maksimum düzeyde teknik yenilik barındıracaktı.
Tüm Traction modelleri arasında en prestijli olan ve bugün bile hala gizemini koruyan 22, Ekim 1934'te Paris Otomobil Fuarı'nda tanıtıldı. 22, 11 modeli ile aynı olarak 78 x 100 mm çap x strok değerine sahip üstten supaplı tamamen yeni bir V8 motora sahipti. 3 bin 822 cc hacmindeki motoru 100 HP güç üretiyor ve 140 km/s maksimum hıza ulaşabiliyordu. Dış tasarımında aerodinamik farlar, 8 rakamına sahip bir ön ızgara ve yarım kanatlı üst üste bindirilmiş tamponlarla 11 modelinden ayrışıyordu. Bu modelden sadece 20 adetlik deneme üretimi yapıldı.
Ancak koleksiyonerlerin ve tarihçilerin araştırmalarına rağmen hepsi tamamen ortadan kaybolmuş gibi görünüyor.
7 ve 11 Coupe versiyonlarının üretimi Eylül 1938'de, 7 ve 11 Cabrio versiyonlarının üretimi ise Kasım 1939'da sona erdi. 15 SIX modeli Ekim 1938'de satışa sunulduğunda bu modelin 5-6 koltuklu sedan versiyonu da mevcuttu. Ardından Mayıs 1939 itibarıyla 11 modelinde olduğu gibi, 5-6 koltuklu uzun versiyon ve 8- 9 koltuklu aile otomobili versiyonları da sunuldu. Bir düzineden az üstü açılır 15 SIX modeli de üretildi, ancak bunlar satışa sunulmadı. Savaştan sonra 11 ve 15 aile modelleri Eylül 1953'e kadar, 11 ticari ise Mart 1954'e kadar fiyat listesine dönmedi. Nitekim üretilen son Traction, 24 Temmuz 1957 tarihinde 11 B isimli aile modeli oldu.
Gerçek bir Fransız ikonu olan Traction, birçok kişi tarafından gerçek bir tarihi anıt olarak kabul edilen az sayıdaki otomobilden biri olarak öne çıkıyor. Bu model 18 Nisan 1934'teki lansmanından bu yana Fransız yaşamının bir parçası oldu. “Bay Herkesin Otomobili” Traction, çetesiyle birlikte banka soyguncularının otomobiline dönüştü. 1939'dan 1945'e kadar askeri personel aracı, Fransa'yı özgürleştiren Direniş'in otomobili ve yeniden yapılanmakta olan ülkenin otomobili oldu. Daha sonra politikacılarla birlikte devletin resmi otomobili oldu.
Ayrıca General de Gaulle'ün de favorisi olan model, gücün gerçek bir simgesi haline geldi. İster Elysee Sarayı'nın avlusunda, ister bakanlıklarda, isterse de farklı şehirlerde olsun, her yerde kendini gösterdi.
Hibya Haber Ajansı